Bir süre önce İnternette Minecraft’ın Türkiye’de yasaklanması gerektiğine dair bir haber okudum. Beni bayağı düşündüren bir haber. Sonra aklıma Londra’da Wilbury ilkokulunda yıllarca hem öğretmenlik hem de teknoloji kordinatörlügü yaparken eğittiğim öğrencilerim geldi. Beni okul koridorlarında aylarca takip eden, Minecraft’da yarattıkları dünyalardan hiç durmadan bahseden ve bana günde bin kere ne zaman Minecraft’ı okulumuza getirecegimizi soran öğrencilerim. Zaten oğlumla da evde oynadığımız için bayağı bir bilgim var idi. Acaba onlara Minecraft yasaklandı desem yüzlerindeki ifade ne olurdu? Canavarlar, hep o yaramaz canavarlar yüzünden desem anlarlar mıydı sebebini, ya da bu yeterli olurmuydu onlar için.
Bugün eğitim alanındaki en büyük şikayettlerden biri öğrencilerin derslere olan ilgisizligi ve motivasyon düzeylerinin düşüklüğüdür. Ve bu sadece bir iki ülkede değil, dünyanın her yerinde eğitimcilerin karşı karşıya oldukları bir sorundur. Tabiki bunun bir çok sebebi vardır, özellikle öğrencilerin kişisel durumlarından kaynaklanan çok farklı sebepler. Ancak günümüz çocuklarının ve gençlerinin okul dışındaki hayatlarında son teknolojik gelismelerinde etkisiyle öğrenme ve düşünme biçimlerinin değiştigi artık bir çok araştırmalarla ortaya konulmuştur. Ana sorun eğitimden sorumlu devlet birimlerinin bu değişimlerin eğitimin doğasında yarattığı etkiyi algılayamayıp yeniliği sınıflarara taşıyamamasıdır. Sonuç ortada, öğrenmekden zevk almayan, ezberleyerek öğrendiklerini bir ay sonra unutan, işlemsel düşünme yeteneğinden ve hayatın her alanında faydalı olacak transfer edilebilen becerilerden yoksun bir nesil. Goldsmiths, University of London’dan Dr. Jessel ile yaptığımız son araştırmamızda, müfredat, pedagoji ve derslerde uygulama arasındaki dinamik ilişkillerden bahsettik. İlginç olan ülkelerin kültürel ve felsefi inançlarının bu dinamik bağda olan etkisi idi. Kısacası, eğitimin bilimsel gelişmelerden edinilen veriler ile değil, politikal etkenler ile şekillendirilmesi eğitimin ilerlemesini durdurur ve gerilemesine neden olur.
Gelelim Minecraft’a…
Minecraft eğitimde öğrencilere hem eğlenerek hem de yaparak sınırsız bir öğrenme dünyası sunan bir araçdır. Yalnız dikkat edelim araç diye tanımladım ve bir aracın etkili olarak kullanılması, eğitimcilerin aracın içeriğini anlayıp başarılı bir şekilde derslere entegre etmesine bağlıdır. Yani araba kaza yapınca, kazaya sebep olan araba mıdır yoksa arabayı kullanan mı? Minecraft’da canavarlar olduğu ve küçük yaştaki çocuklarda olumsuz etki yaratma olasılığı doğrudur, ancak bu Minecraft EDU’da oyun ayarlarındaki düzenleme ile kontrol edilebilir.
Minecraft’ı okul müdüremize ilk gösterdiğimde, “ah, bu çocukların hep konuştukları oyun değil mi?” dedi. Sonra bana derslerde nasıl kullanılabileceğini sordu. Örenklerle bildiğim kadarıyla açıkladım. “Bunu okula getirelim” dedi. Önce okul sistemine yükledik. Sonra çocuklara haber vermeden okuldaki her ögretmen ve öğretmen yardımcısına programı kullanmayı öğrettik. Öğretmenlerle toplantı yapıp hangi derslerde hangi konuyu öğretmeleri için kullanabileceklerine dair sohbet ettik. Ve sonunda öğrencilere Minecraft’ı derslerde kullanacaklarını söyledik. Öyle bir çığlık attılar ki müdüremiz bile odasından duyup geldi.
Nasıl kullandık?
Ben Minecraft’ı ilk olarak 6. sınıfların(10-11 yaş) tarih dersinde kullandım. Dersimizin konusu antik uygarlıklardı. Roma, Mısır ve Yunan uygarlıklarının mimarileri hakkında öğreniyorduk. Önce çocuklara gruplarını kurmalarını ve bu uygarlıklardan birini seçmelerini söyledim ve sonrada seçtikleri antik uygarlık hakkında bilgi toplamalarını. Neredeyse iki ders araştırma ile geçti, bir ders de dizaynı kağıt üzerinde planlamakla ve son olarak 4 dersde binaları Minecraft’da yapmakla. Bu proje detayları https://wilbury-minecraft-ancient-egypt.wikispaces.com sitesinde öğrenciler tarafından paylaşılmışdır.
Aynı zamanda yeni öğretmen olan iş arkadaşım Elliott Plumb 5. sınıf (9-10 yaş) ögrencilerine Viktoryalılar hakkında öğretiyordu. Kendisine Minecraft’ı kullanmasını önerdim ve nasıl kullanıldığını gösterdim. Beraber ders planını hazırladık ve kendisi sınıfını Forty Hall adında Viktoryalılar döneminden kalma müze olarak kullanılan bir yere gotürdü. Çocuklar binanın resimlerini çekip, boyutlarını ölçtüler. Sonra okula dönüp gruplara ayrılıp projeyi kağıt üzerinde planladılar. Binayı Minecraft’da yaparken kullandıkları ölçeğin yanlış olduğunu farkedip, tekrar planlama aşsamasına döndüler. Proje detaylarını https://fortyhallminecraftproject.wikispaces.com sitesinde okuyabilirsiniz.
Peki, öğrenciler ne öğrendi?
Aşagıdaki listeye baktığımızda, Minecraft’ın sadece teknoloji becerileri ögretmekden ibaret olmadığını, öğrencilerin STEAM kavram ve yeteneklerini geliştirmesine de olanak verdiğini söyleyebiliriz.
- İşbirliği içinde takım olarak çalışma
- Problem çözme
- İletişim kurma
- Yaratıcılık
- Kritik düşünme
- İleri seviyede teknoloji bilgisi
- Tarih
- Matematik- binaların boyutlarını ölçmek ve ebatlarını hesaplamak
- Coğrafya- ölçek kullanmak
- Sanat- Tasarim
- En önemlisi zevk alarak öğrendiler ve eğlenerek, yaparak öğrenilen her şey daha ozone süre hafızamızda kalır.
İngiltere’de ICT
İngiltere’de ICT okullarda 1988 Educatıon reform Act ile 5-16 yaş arası çocuklar için zorunlu oldu. 1999 yılında müfredata ayrı bir ders olarak girdi ve araç olarak her dersde kullanılması gerektiği belirtildi. 2014 yılında ise ICT yerini Computıng dersine bırakdı ve öğretmekde olduğumuz teknoloji derslerine programcılık da eklendi.
İngiltere’de her sınıf öğretmen adayı cok güçlü bir teknoloji eğitiminden geçer ve teknolojiyi her dersde etkili olarak kullanması beklenir. Atama sistemi de olmadığından herkes kendi işini kendisi bulur. Dolayısıyla teknoloji alanında kendini yetiştirmemiş bir öğretmenin iş bulması zordur. Teknoloji koordinatörleri de yıllarca öğretmen olarak çalışmış kişiler arasından görüşme ile seçilir. Bu sınıf öğretmenliğine ilaveten bir isdir ve seçilen sınıf öğretmenine bu görevi yerine getirmesi için ekstra zaman ve para verilir. Ben 10 yıl Londra’daki ilkokullarda sınıf öğretmeni ve ICT coordinatörü olarak çalıştım ve son 1.5 yıldır Manchester Metropolitan Üniversitesinde İlkokul öğretmen adaylarına teknolojiyi bütün derslere etkili şekilde entegre etmeleri konusunda ders veriyorum. Artı STEM merkezimizde teknoloji alanında okullara yonelik eğitim seminarları düzenliyorum. Bu yıl ögretmenler için ilk Minecraft atölyemiz Temmuz ayında yer alacak. İlgi çok yüksek ve yakında Minecraft’ın eğitimde nasıl kullanılması gerektiğini örneklerle açıklayan kitabımız yayınlanacak.
Biliyorum Turkiye’de farklı bir sistem var, ancak ben bilişim öğretmenlerinin ve sınıf öğretmenlerinin bir arada çalışarak teknolojiyi anlamlı bir şekilde kullanıp eğitim ve öğretimi geliştirecekleri kanaatindeyim. Böyle hazır eğitilmiş bir iş gücü var iken, etkili şekilde kullanılmamasını bır türlü aklım almıyor.
Diyecegim o ki, teknolojinin eğitim ve öğretimin doğasında yarattığı etkiyi anlamayan, müfredatı buna göre şekillendirmeyen ve eğitimcilerine kendilerini bu alanda sürekli geliştirme imkanı vermeyen eğitim sistemleri ilerlemeyip gerileyeceklerdir. Eğitim sistemleri geride kalmiş ülkelerin ne kadar ilerleyebileceğini tahmin etmek de sanırım zor değildir. Yalnız hatırlatalım ki, eğitim reformu sınıflara akıllı tahta koymakla veya sınıftaki sıraların yerini değiştirmekle olacak bir iş değildir. Eğitimin siyasi etkenlerden arındırılıp, eğitimcilere bırakılması şartdır!
Sorumuz neydi? Minecraft yasaklansın mı, yasaklanmasın mı?
Bu soruyu soranlara tavsiyem önce bir oturup Minecraft ile oynamalarıdır. Teknolojiyi aynen çocuklar gibi kullanmak, onların geçtiği düşünme ve öğrenme sürecini anlayıp etkili dersler planlayıp öğretmemize yardım edecekdir. Çocukların zevk aldıkları her şeyi ellerinden almak yerine, bunları eğitimde amaçlı ve planlı şekilde kullanıp onların öğrenmeyi sevmelerine destek olalım. Olalım ki okula gelmek ve öğrenmek için can atsınlar, öğrendiklerinide hatırlayıp hem okulda ve hem de okul dışındaki günlük hayatlarında karşılaştıkları sorunlara çözüm üretmek için kullansınlar.
Bırakın da çocuklar zevk alarak, yaparak, oynayarak öğrensinler. Bırakın da çocuklar yanlış cevap verdiklerinde ellerine vurulan cetvelleri değil, soru sorduklarında tek ayak üstünde bekletildikleri günleri değil, bir sınavın bütün geleceklerine karar verdiği bir sistemin stresi ile değil de Minecraft’da arkadaşlarıyla tasarladıkları muhteşem dünyaları hatırlayarak öğrenip büyüsünler.
Yasemin Allsop
Senior Lecturer in Primary Computing and ICT
Manchester Metropolitan University
http://www.ioe.mmu.ac.uk/about/profile.php?surname=Allsop&name=Yasemin